Ateist arkadaslara sormak istedigim iki soru...

Merhaba.Oncelikle sunu soyleyeyim boyle bir siteyi kurmak kimin aklina geldi ise iyi birsey yapmis tesekkürlerimi sunuyorum.Simdi konuya geceyim...

Ateist olan arkadaslar sunu soyleyeyim merak etmeyin ben size neden ateistsiniz diye saldirmayacagim.Tartismada yartmak istemiyorum cunku bildigim bir gercek varki hic bir tartisma kazanilmaz.

Ben inanin bazi ateistleri takdir ediyorum niyemi?Okuyorlar ve arastiyorlarda ondan.Sacma sapan kulaktan duyma seylerle bazı gorusleri savunmuyorlar.Bu ise asil yapilmasi gerekendir.Biz zaten boyle yapmadigimiz icin avrupalilar gitti aya biz kaldik yaya...

Simdi ben sunu soracagim.Once dusundugumu soyleyeyim.Ben yaptigim arastirmalar sonucu kendi kanimca Tanrinin olma ihtimalini olmama ihtimalinden onde goruyorum.(Yani bence olma ihtimali daha fazla tabii benim kanatim kimseye bu kesin boyle demiyorum...)

Lutfen dikkat edin kesin var demiyorum.Cunku bunun kesinligini kimse ispat edemez.Haaa tabiii edenler var ama tabiki onlar kendilerince cikarim yaparak bunu yapiyorlar.

Simdi arkadaslar ben Tanrinin kesin varligini ispat edemiyorum...Acaba siz kesin olmadigini ispat edebiliyormusunuz?Bakin bazi fikirleri ileri surerek hipotezler uzerinde gezinerek bir seyin ispatlanamayacagini dusunuyorum.Bunuda belirteyim.İlk sorum bu;

İkinci sorum su;Dunyada yaklasik 7 milyar insan yasiyor.Diyelimki bu 7 milyarin 6 milyari Tanriya inaniyor.Hadi bu 6 milyarin 5 milyari cahil...Eeee bunlarin hepsimi cahil hicbirimi bilim adami degil?Yani 6 milyar insanda yanlis seyimi savunuyor? Soyleyeceklerim bu kadar...Tesekkurler.Son olarak sunu diyorum;

Herkese fikrinden dolayi saygi duyuyorum.Ciddi insanlar yanitlarsa sevinirim....

tanrının olup olmaması tanrının tanımıyla ilgili bi acıklama gerektiren bi durumla ilgilidir...
dinlerin tanrısından bahsediyorsan...şartlanmış bi beynin yoksa ,ve sorgulayan bi yapın varsa..bunun olmadıgını farkına varabilirsin..tabii ki önce kutsal denilen kitapları okuman gerekir...
tanrının tanımı bizim kafamızdaki tasarladıgımız modelden cok uzaktır dinlerin tanrısı ile biz kafalardaki tanrıları hep özlestirmiştir...
birinci hata budur...
dinlerin tanrısı savas ister,hükmetmek ister,bilmek ister ,dener,despotluk yapar,bilimden bi haberdir...
ikinci hata ise..bilinmeyenler tanrısı modeli....hippokrates in dedigi gibi..nedenini bilmedigimiz seylerin hepsini tanrıya bagladık....nedenini bilmedigimiz seyi tanrıya baglasaydık bitmek bilmez tanrı istekleri ile ugrasır olurduk(ki sartlanmış beyin için bu durum hala gecerli)
ikinci olarak..
yeterili zaman ve doga kanunlarının oldugunu varsayarsak..basına bi tanrı koymanın mantıgın çözmüş degilim...
ki bununaltında..doga kanunlarını birisinin koydugu savı tamamıyla atmasyondur..
nedeni doga yasalarının neden var oldugunu ve ne oldugunu bilmemekten kaynakladıgını düşünüyorum....
madem böyle bi gizli güç var..(ki bu dinlerin tanrısının olma ihtimali yok)baska bi güç olsa bile...(bu aralar popüler tanrıdan vazgecemeyen evRİM yapAN TANRI MODELLERİ) PEKİ BUNU NEDEN SORGULAMASSINIZ...
kutsallara baglı kalamassınz..çünki örtüşmez..peki bu tanrının öncesizligini yada tekligini nereden anlıycaz...yada neden o tanrıda durursunuz..
evren kendi kendinin nedeni degildir yada olmaz derseniz...
bunun yerine cok saglam bi argumanınız olması gerekir...ama bu durum spekulasyon dan öteye gecmez...
size yararı ne olcak...fantezi......
noel baba yada tanrı ....o zaman kimse ye niye inanıyorsun denilmiycegi gibi neden inanmıyorsun da diyemiyceksin bu formatta..
dedim ya artık bu saatten sonra fantezi ye girer....

Bende dünyadaki 7 milyar insandan 6 milyarı ile ilgili bir kaç şey yazmak isterim.
Bir düşüncenin doğru olması başka şey, kaç kişi tarafından benimsenip savunulduğu başka şeydir. Yanlış olan birşeyi dünyadaki herkes kabul edebilir. Doğru olan şeyi ise hiçkimse savunmasada doğru doğru yanlışta yanlıştır. Nicelik ve nitelik birbiriyle karıştırılmamalıdır. Geçmişte yanlış olan pek çok şey geçmişte yaşayanların çoğunluğu tarafından benimsenmiş ve doğru kabul edilmişlerdir. Hatta şöyle diyelim geçmişte bilinen şeylerin çok büyük çoğunluğu yanlış idi. Zaman içinde doğruları bilinerek yanlışlar doğrularla değiştirilerek günümüzdeki bilgilere ulaşıldı. Mesela hastalıkların bulaşması ile bilgiler,
Mesela dünya ve evren ile bugün bir çocuğun bildiği bilgiler, Mesela coğrafya ile bilgiler Aklınıza gelebilecek her konuda geçmişte yanlış bilinen şeyler vardı ve insanlar bu yanlışları doğru kabul ediyorlardı. Bugünde yanlış bilinen şeyler vardır. ve insanlar bunları gelecekte doğrularla değiştireceklerdir. Bilgiler dışında inançlar içinde bu geçerlidir. İnançlarda öğrenilen doğruların ışığında önce yorumları değişmekte... Sonra bu yorumlamalar yetersiz kaldığında yeni bir inanç lideri çıkarak bilinenler ışığında yeni bir inanç ortaya çıkarmaktadır. Bir fikrin doğruluğunun kıstası o fikri savunanların sayısı değildir. Kalabalıklar çok zaman yanılır.

Tanrının olmadığının kanıtı var mı bilemiyorum. Böyle bir kanıt eğer olanaklıysa, herhalde kimse bilmiyor olmalı.

Daha önceki farklı forumlarda tartışmalarda, dinlerin öne sürdüğü anlamda her şeye kadir ve her şeyi bilen bir tanrının mantıksal bir çelişki içerdiği gösterildi. Bu formel bir kanıt ama müminlerin genellikle bu kanıtı geçersiz sayan, mantığın sınırlı olduğu, dolayısıyla, mantıksal çelişki içeren bir tanrının son tahlilde mümkün olduğu argümanı karşısında, tartışmalar kilitleniyor. İnananlar, durum ne olursa olsun bir şekilde kendilerini ikna edecek bir çıkış yolu bulabiliyorlar.

Öte yandan, genel anlamıyla bir -ya da daha fazla- yaratıcının olmadığını kanıtlamak mümkün değil. Bir şekilde birisi, birileri ya da bir şey tarafından tasarlanıp yaratılmış olabiliriz. Ama kendi adıma konuşmam gerekirse, bunun ne olduğu, ne olabileceği hakkında hiçbir bilgim yok. Bu konuda öne sürülebilecek sonsuz sayıda fantaziden birisi doğru olabilir. Ama bunlardan herhangi birisi hakkında sağlam bir gerekçe öne sürülmedikçe, bunların hiçbirinin somut bir değeri olmadığına inanıyorum.

Kendi adıma konuşmaya devam ederek, varoluşumu ve dünyayı anlamak ve değiştirmek için herhangi bir yaratıcının varlığına inanmaya gereksinme duymadığımı söyleyebilirim. Bu konuda bu zamana kadar duyduğum ve okuduğum hiçbir şey beni ikna etmeye yeterli olmadı. Tam tersine, öne sürülen savların, insanların çaresizliklerinden kaynaklandığı ve bunların insanları yönetmek için tarih boyunca egemen güçler tarafından kullanıldığı yolunda güçlü bir kanım var.

Ayrıca, benzer forumlarda daha önce defalarca belirtildiği gibi, kanıtlama yükümlülüğü iddia sahibine aittir. Orion yıldızının gezegenlerinde penguenlerin olmadığını da kanıtlayamıyoruz. Ama bu orada penguenlerin varlığına inanmamız için yeterli bir gerekçe değil.

Evrenin nasıl varolduğu ve ne şekilde işlediği yolunda her geçen gün artan bilgiye sahip oluyoruz. Her şeyi bildiğimizi öne sürmekten çok uzağız. Bilmediğimiz bir çok şey var elbette. Ama bilmediğimiz şeyleri, bilmemizin mümkün olmadığı başka bir şeyin varlığıyla açıklamak, çözemediğimiz bir düğümün önüne, çözülemeyecek bir düğüm atmaktan farklı değil. Böyle bir varsayımın bir gerekçesi olmadığı gibi, bilgimizi arttırmak için herhangi bir yararı da yok.

Üstelik, sorun tanrının varlığına inanmakla da bitmiyor. Bu tanrının bizi sınava tabi tuttuğu, bizimle iletişim kurmak için peygamberler, kitaplar gönderdiği, bu kitaplarda, nedense, yorumcunun niyetine göre her anlama çekilebilecek ifadelerle muğlak bir şekilde konuştuğu, ona yaranmamız için bir takım ritüeller gerektiği gibi inanılması çok daha zor konular var. Bunlar, teorik anlamda tanrının varolup olmamasının ötesinde, büsbütün akıl dışı bence..

Bütün bunlara karşın, bir mümin, sığınabileceği bir limanı tercih edebilir; ne olursa olsun inancından vazgeçmek istemeyebilir. Bu öznel bir tercih. Öznel tercihlerimizin gerçeği değiştirmeyeceği açık. Ayrıca böyle bir umutla dine sarılmanın ne kadar arzu edilebilir olduğu da sorgulanmalı. Dinler bilmeyi, öğrenmeyi, araştırmayı ve mücadele etmeyi değil, umut etmeyi, kabullenmeyi, razı olmayı, boyun eğmeyi vaazediyor. İnsanın yeteneklerini geliştirerek kazanabileciği özgür bir gelecek değil, ancak sorgusuz sualsiz kulluk edilerek dilenmekle ulaşılabilecek ve her an başımıza kakılabilecek ihsanlar vaadediyor.

İşte bu nedenlerle tanrının varlığına inanmak için mantıksal bir gerekçem olmadığı gibi, herhangi bir dinin ipine sarılmaya da ihtiyaç duymuyorum.