Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Arabesk yavşaklığından utanıyorum

3 posters

Aşağa gitmek

Arabesk yavşaklığından utanıyorum Empty Arabesk yavşaklığından utanıyorum

Mesaj tarafından Postman 19.07.10 22:04

“Arabesk yavşaklığından utanıyorum” dediği için arabeskçilerin tepki gösterdiği Fazıl Say, dün eleştirilere şöyle yanıt verdi: Arabesk yavşaklığı, fazlasıyla yerine oturan bir söz. Umarım kalıcı olur"

Ünlü piyanist Fazıl Say’ın arabesk hakkındaki yorumları, tartışmaya sebep oldu. Say, Facebook sayfasında “Arabesk yavşaklığından utanıyorum” diyince, birçok kişi Say’a tepki gösterdi. Say da gelen tepkileri “Yavşaklık lafı yerine oturdu” diye karşıladı.

Fazıl Say, Facebook sayfasında şunları yazdı: “Arabesk müzik, arabesk yaşam tarzının betimlemesidir. Aydınlığın, çağdaşlığın ve öncülüğün, sanatçılığın sırtına külfettir. Emek karşıtıdır, duyarsızlıktır ve yaratamamaktır! Etik dışı ‘yalan dolanla’ doludur. Ortadoğu işi, 3. sınıf, acındırmaca, tembellik, yeteneksizlik, rant, çamur, muallaklıklar üzerinden yaşar. Arabesk müziği yapan yapsın! Bu sayfaya tek gık diyeni yukarıdaki sebeplerden hemen atacağım! Türk halkının arabesk yavşaklığından utanıyorum, utanıyorum, utanıyorum!”

“Seni müzisyen sanmıştık”
Fazıl Say’a ilk tepki gösteren isimlerden birisi Işın Karaca oldu. Karaca, Say’a “Türkiye’de yaşadığınızı hatırlatırım! T.C.’de azınlığın dinlediği bir müzik icra etmeye çalıştığın ise cabası! Yazık, sizi müzisyen sanmıştık! Kendi oğlum “klasik müzik” eğitimi alırken, onun beğendiği bir müzisyenin böyle laflar sarf etmesi ne acı” şeklinde tepki gösterdi.

“Sen bugün varsın, ben yarın varım”
Say, tepkiler üzerine Twitter sayfasında “Kendi memleketimde sevilmemek anlaşılmamak her şey bitti demek değil. Daha iyi olma, ruh ile üretme, kendin olma arzusu biterse dertlenirim...” mesajı yayınladı. Say’ın bu mesajına Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan “Şu sıcakta bir de Fazıl Say'ın kafa ütülemesine maruz kalmak” diye yanıt verince, ikili arasında sert bir mesajlaşma yaşandı:

Fazıl Say: Bir elinde kuran bir elinde konyak yeterince sıcak sana zaten. Çok değerli kafanın ütülenmemesi için takipçim olmayacaksın, değil mi?

Ahmet Hakan: Eğer tartışma kapasiten buysa, senin hakkından ancak Hakkı Bulut gelir.

Fazıl Say: Kıskandığın şey ne biliyor musun? Söyleyeyim. Sen bugün varsın. Ben yarın da varım... Twitter takipçim de olmayıver. Az kullanırım.

Ahmet Hakan: Ben bugün de yokum, yarın da olmayacağım. Sen bugün de, yarın da olacaksın. Ama ben senin gibi olmaktansa, olmamayı tercih ederim.

Fazıl Say: Ah ah, benim gibi olmakta ne var? Kendimi ifade ediyorum müzikle. Tüm gezegen anlıyor. Sen ifade edemiyorsun. Türkiye anlıyor.

Ahmet Hakan: Orhan Baba’nın şarkıları bile bu kadar arabesk olamadı. Çok arabesksin birader

Fazıl Say: Yanlışın var, arabesk olamam ki ben. Anlamadığın müzik konularını geç şimdi... Anayasa’ya ‘Havet’ oyu mu vercen?

Ahmet Hakan: Alem adamsın vallaha Fazıl... Hoyratlığını dahiliğine veriyorum.

Say: İşin siyasi boyutunu hesaba katın

Fazıl Say, kendisine gelen tepkilerin ardından bir açıklama daha yaptı. Aynı sözleri 2002’de de söylediğini hatırlatan Say, “O zaman halk bana karşı yüzde 95 muhalifti. Bugün ise yorumlara baktığımda yüzde 60 muhalif, yüzde 40 hak veriyor. Bu bence mühim bir değişim. Lütfen dikkate alınsın. Muhalif cephede ise siyasi boyutu da hesaba katın lütfen. AKP milletvekillerinin “Hangi müziği dinlersiniz?” sorusuna yüzde 98 oranda “Arabesk müzik” diye cevap verdiğini unutmayın. Orhan Gencebay’in “Berhudar Olun” sözü, verilen davetlere arabeskçilerin yoğunlukta katılması; bütün bunlar bir bütün” yorumunu yaptı.

Say Facebook sayfasında şunları yazdı:
-“Arabesk yavşaklığı ağır bir deyiş” diye itiraz edenlere şunu derim: Bu söz fazlasıyla yerine oturan bir söz. Umarım kalıcı olur... Dobra mı? Evet dobra! Beni eleştirenler de genelde arabesk müziği dinleyen alt tabakayı küçümsediğimi, bir müzik faşisti olduğumu söylemekte... Bir, alt tabakaya sesleniyorum. Lütfen daha fazla sömürmelerine izin vermeyin.

-Bana “müzik faşisti” diyenlere, Louis Armstrong cevap versin: “İki tür müzik vardır, iyi müzik ve kötü müzik”. Ne zamandan beri “iyi müziği savunmak” “faşistlik” oldu? Yalanla yaşamayın!

-Arabeski savunan ‘Muhalif cephe’ye gelince; kültürlü bir laf edecek kimse çıkamıyor. “Çok ayıp filan” gibi sahte ahlakçılığa (moralizme) tutunmaya çalışıyorlar. Müzikten anlayan, iyi ile kötüyü ayırt edebilen kimse konuşamıyor. Kaseti çıkmış arabeskçileri, “vahim ve acınası” bir halde -tabii ki bana karşı - bağırıp çağırırken okuyoruz. Sözlerime cevap arıyorum bulamıyorum. Bu kesimin 20 hatta 30 yıla ihtiyacı var diye düşünüyorum.

-Özellikle bizim camiadan kıskanan sesler bu tür konularda bana muhaliftir. Orkestra sefi Cem Mansur genelde, benimle bir türlü çalamamasına sinirlenip oldum olası muhalif durmuştur. Ben ise onu iyi ve yetenekli bir şef olarak henüz görmediğim için onunla çalmıyorum. Bunu anlasın artık... Birkaç popçu, topçu, birkaç sahte liberal aydın bu tür polemiklerden unvan kazanmayı sever. Dediğim gibi konu benim için analiz konusudur; arabesk çünkü müzik filan değildir.

Postman
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Arabesk yavşaklığından utanıyorum Empty Geri: Arabesk yavşaklığından utanıyorum

Mesaj tarafından Laqrma 19.07.10 22:45

Kötü bir söylem olmuş..
Bir müzik insanının kendi müziği hariç başka bir tür müziği kötülemesi pek etik bir davranış değil..
Böyle diyerek kendi müziğinede hakaret edilme kapısını açmış bulunuyor..
O müzikte de bir tek kendisi var değil..
Genellemelerden kaçınması gerekiyordu..
Şimdi klasik müziğede binbir türlü hakaretle yanıt verecek arabesk dinleyicileri.. Gereksiz biz küfür atışması kavgasına dönecek..

Eleştiri hakaretle yapılmaz.. Yanlış yapmış..
Laqrma
Laqrma

Mesaj Sayısı : 9
Kayıt tarihi : 15/07/10

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Arabesk yavşaklığından utanıyorum Empty Geri: Arabesk yavşaklığından utanıyorum

Mesaj tarafından Uysaler 20.07.10 12:47

Fazıl Say'ı anlayamayanlar var. Arkadaşlar Fazıl Say Arabesk müziğine laf söylemiyor. ARABeskin Türk Kültürüne miras gibi oturtulmasına laf söylüyor. TÜRKü bizimken ARABesk nereden çıktı diyor kısaca.

Uysaler
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Arabesk yavşaklığından utanıyorum Empty Geri: Arabesk yavşaklığından utanıyorum

Mesaj tarafından Abruma 20.07.10 12:48

İsteyen istediği şeyi dinler.bunun siyasilikle alakası yok.hele ki müzik dünyasında.hangi müzik türünde olursa olsun kim hangi müzik türünü ücra ederse etsin herkes aynı düşüncede değildir.aksini düşünmek ahmaklıktır.hiçmi devrimci arabeskçi yada klasik müzik yapan ırkçı faşist birimi yok.bu kadar rahat bi şekilde kimse kimseyi bi sınıfa koyamaz.

Abruma
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Arabesk yavşaklığından utanıyorum Empty Yavşak Arabeskçiler!

Mesaj tarafından murteddd 26.07.10 20:02

Soytarıların bazıları 'Şöhreti hazmedemedi' falan demiş. Ulen siz kimsiniz ya? Saçma sapan bir ülkede kıçını başını açıp şarkı söylermiş gibi yaparak yıllarca gündemde kalmayı marifet mi sanıyorsunuz?

Yalnız söyle bir şey var sanırım. Arabesk dinleyenlere yavşak demiyor. Arabesk müzik yapanlara yavşak diyor. Bence haksız değil. En azından kendi lüks içinde yaşarken başkalarının acıları, garibanlıkları üzerinden para kazananlara yavşak az bile gelmiş.

murteddd

Mesaj Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 26/07/10

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Arabesk yavşaklığından utanıyorum Empty Geri: Arabesk yavşaklığından utanıyorum

Mesaj tarafından MrGuitar 02.08.10 18:00

Arabesk müziğin ve genel olarak arabesk kültürün nasıl ve niçin baskın bir unsur haline geldiği konusunda hiç düşündünüz mü?

Yaşlılardan ve yapılan araştırmaladan öğrendiğimiz gibi 70 yılllara dek kentlerde bugünkünden daha medeni ve kültürlü insanlar yaşıyordu. Ben bunda, Menderes dönemine kadar müfredatta zorunlu din derslerinin okutulmamış olmasının ve özenle bilimsel unsurların egemen kılınmasının payı olduğunu düşünüyorum. Arabesk müziği kırdan kente göçlerin yoğunlaştığı dönemlerde ortaya çıkan bir olgu olduğu bilinir ki bu doğrudur. Ne sanat müsikimizle ne de Halk Müziğimizle benzerlik taşıyan Endülüs makamına tabi bu garip müzik türünü bu kadar seviyor oluşumuzun nedeni genetik olabilir mi? Özellikle Doğu kökenli vatandaşların arabeske tutkun olduğu gerçeğini önümüze koyduğumuzda bu olasılığın güçlü olduğnu görüyoruz.

Bunun bir diğer nedeni de günde beş vakit zorla dinlediğimi ezan ve özel dini günlerde camilerde ya da ibadet için içtima edilen evlerde okunan ilahiler ve benzeri islam ritüelleri olmalıdır. Nitekim bunlar aynı makamlardan okunan ezgilerdir ve zihinde uyandırdıkları düşünceler de şaşırtıcı bir paralellik taşır. Arabesk müziğin ana teması kadercilik ve kaotik bir anarşizmdir! Yenilginin, acıların ve sefaletin hazmını kolaylaştırmakta bundan daha etkili çok az araç vardır!

Arabesk müzik türünün ortaya çıktığı tarihten günümüze kadar olan süreçte popülaritesini süreki artırmış olmanına nasıl bir açıklama getirebiliriz peki?

Kitlelerin giderek daha koyu bir kadercilik içinde avuncalar yaratması ile kentklerin birer varoş haline gelecek derecede yozlaşması arasında bir bağ kurulabilir görünmektedir. Kent yaşımına balıklama dalan köylüler bir kimlik bocalaması yaşamaktadır ve bu kimlik boşluğu da kendisini en iyi biçimde arabesk ezgilerde ifade etmektedir.

Yukarıda saydıklarımdan hangisi bu fenomeni daha iyi açıklıyor sizce? Genetik yatkınlık ya da dini ritüellerin yaratığı çağrışım ilk bakışta makul dursa da şayet neden bunlar idiyse 600 yıllık Osmanlı döneminde de arabeskin ortaya çıkmış ve yaygınlaşmış olması gerekirdi. Öyleyse arabeske yol açan şey çarpık ve yoz bir yaşam tarzının kalabalık kitleler içinde hakim bir anlayış haline gelmiş olmasıdır.

MrGuitar
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Arabesk yavşaklığından utanıyorum Empty Geri: Arabesk yavşaklığından utanıyorum

Mesaj tarafından BilgehanBengi 02.08.10 18:02

Olayın nedeni jakobenizmdir.

Bugün Türkiye'nin başında ne bela varsa hepsinin sebebi jakobenizmdir.

Cumhuriyetimiz yeni kurulduğu dönemlerde "Batılı gibi giyinme, batılı gibi yaşama, batı müziği dinleme" gibi şeylerin zorlayarak, yasak koyarak yaptırılabileceği sanılmış.

Jakoben öküzler kültürün devrim dinlemediğini, evrilerek geliştinini bilememişler. ******'den habersiz Türk Halk Müziğini, Klasik Türk Müziğini vs. yasaklamışlar.

Dinlemeye alışkın olduğu müziği kendi radyosunda bulamayan halk arapların kısa dalga radyo kanallarını dinlemeye başlamış. Arap radyolarından duyulan bu şarkılara daha sonra Saadettin Kaynak tarafında Türkçe sözler yazılmış ve ortaya hibrit bir tür çıkmış.

Bu dünya'da, bu evrende devrim diye bişey yoktur. Herşey ancak evrimleşerek başka birşeye dönüşür. Jakobenler halk klasik batı müziği dinlesin diye yasak koyunca halk hiç ama hiç alışık olmadığı bu müzik yerine biraz daha bizim müziğimize benzeyen arap ezgilerini seçmiştir. Olan arada Türk müziğine olmuştur.

Şimdi bırakın bunları gitarı düşünün... Elektrik gitarın bile bin çeşidi var, gitarın toplamda binlerce çeşidi var ve binlerce tür müzik yapılıyor bu enstrümanla. Gitar uzun ve kademeli bir evrim sürecinden doğal yollarla geçmiştir ve bugünkü hallerine ulaşmıştır. Oysaki bizim bağlama benzer bir evrimi gösterememiştir.

Zamanında kültürümüz doğal seyrine bırakılmadığı için kültürümüz, sanatımız, bilimimiz gelişememiştir. Ben üniversiteyi Tübitak önümüze menü koyduğu için bıraktım. Benim araştırma yapmak istediğim alan farklıyıdı, Tübitak ve üniversite ancak kendi seçtikleri konulara destek veriyordu... Onlara göre değerli ve değersiz bilim vardı. Ben de bıraktım araştırmayı felan... Sonra benim alanımda araştırma yapan bir kişi, bir kurum bile çıkmadı... O konuda dünyanın 20 yıl gerisindeyiz şu an ve artık toparlama imkanımız yok.

Kültüre, sanata, bilime destek "rahat bırakarak" olur. Bırakırsın isteyen istediğini yapar, doğal seçilim süreci ile bazıları elenir. Bazen iyi şeyler de arada elenir ama yapılacak birşey yok, demek ki senin toplumsal yapın buna el vermiyor, zorla yaptıramazsın bazı şeyleri.

Arabesk bizim çarpık kültürümüze sadece bir örnektir. Bizim müziğimiz olmadığı gibi sinemamız da yok, bilimimiz de yok. Bunun da tek sorumlusu kültürel devrim ile iş yapacağını sanan gerizekalı jakobenlerdir.

Bugün nerede devrim diyen varsa başını ezmek gerek. Devrimle bir bok olmaz. Olmadığını canlı canlı görüyorsunuz işte.
BilgehanBengi
BilgehanBengi

Mesaj Sayısı : 4
Kayıt tarihi : 29/07/10

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Arabesk yavşaklığından utanıyorum Empty Geri: Arabesk yavşaklığından utanıyorum

Mesaj tarafından zazo 02.08.10 18:04

Devrimi ne hükümetler, ne iktidar partileri nede bir yığın işci- halk yapabilir. Devrimi ancak doğa yapar, diğerleri yapay devrimdir, kalıcı ve sağlıklı olmaz. Devrimden kastımız mesela eşit üretim, eşit paylaşımsa bunu devrim değil doğa yani evrimin geliştirdiği beyin yapacaktır o da belki milyon seneler sonra olacaktır. Şu anda doğanın - evrimin yapmış olduğu beyin ve sinir yapısı, insanımsıların ortak üretip, eşit paylaşmasına olanak vermemektedir, gen bencildir. Doğanın izin vermediği bir değişimi, milyonlarca Deniz Gezmiş değil, milyarlarca Che Guevara gelse değiştiremez.

Devrim düşüncenin - düşünce evrimin ürünüdür. Yani patron doğadır, evrimdir. Sapık hoca Hüseyin Üzmez binlerce defa hatim indirse de yine de bir genç kızı üzecektir. Çünkü mevcut hormonları ve dürtüleri, oluşmamış bilincinin önündedir. Elinde olmadan sapıklık yapa bilmektedir.

Çoğunluk derki; suç sistemde. Peki bu sistem uzaydan mı geldi? Sistemi bizim beynimiz kurdu, suç beyinlerdedir. Beyinleride doğa - evrim şekillendirir yani suç biraz doğadadır.

zazo
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Arabesk yavşaklığından utanıyorum Empty Geri: Arabesk yavşaklığından utanıyorum

Mesaj tarafından Yakup 02.08.10 18:37

Fazıl Say’dan önce tedavi edilecekler!

Bunca yıldır Türk toplumu her türlü kalitesizliği, her türlü abukluğu, sadece Türkiye gibi değerlerine, geleneklerine bağlı bir ülkede değil Batı’nın en rahat, en ‘her şeyi kabullenecek’ toplumlarında bile tepkiye yol açacak rezillikleri izledi. En aptalca konuşmalara, yazılara, milleti aptal yerine koyan düzmece olaylara “Demokrasilerde herkesin fikrini söyleme hakkına, hatta saçmalama hakkına saygı duyulmalı” diye katlandı, öfkesini içine akıttı ama bazıları Fazıl Say gibi değerli bir sanatçının konuşmasına katlanamıyor.

O ağzını açınca ya internetten, ya gazete köşelerinden veryansın.

Dünya çapında başarı kazanmış, her ne kadar birileri bunun söylenmesine de pek bozuluyorlarsa da gerçek bir müzik dehası ülkesinin sorunlarıyla ilgili bir açıklama yapıyor, adamı bin türlü lâf ebeliğiyle doğduğuna pişman ediyorlar. Komedinin, garabetin dik alâsı... Fazıl Say’la muhatap haline geçince büyüdüklerini filan mı sanıyorlar nedir bilinmez...

Son olarak Say’ın “Arabesk yavşaklığından utanıyorum” sözü için Sibel Can “Fazıl Say’a inat, gelecek hafta Arabesk gecesi yapacağız” demiş. Arabesk gecesi yapsınlar tabii, seven, ilgi duyan izler. Ama niye “Fazıl Say’a inat?”

Sevenin, ilgi duyanın arabeski övme özgürlüğü var da, sevmeyenin, kızanın “yerme özgürlüğü” yok mudur? Meselâ ben Sibel Can’ı severim, bunu yazabilirim, sevmeyen de yazabilir. Ona inat ne yapacak?

Asıl garabet Hülya Avşar’ın sözlerinde... En uçuk o olmalı ya “Fazıl Say’ın tedaviye ihtiyacı var. Şöhreti hazmedememiş. Saçmalamış vs”...

Vallahi gördüğüm kadarıyla hakikaten çok kişinin tedaviye ihtiyacı var ama aralarında Fazıl Say yok... Yıllardır her gittiği ülkede ayakta alkışlanan dev bir sanatçının şöhreti hazmedememesi de söz konusu olamaz.

Bence bırakın demokrasiyi, ifade özgürlüğünü filan da bir yana, asıl “haddini bilmek” diye bir konu var. Çok önemlidir haddini bilmek, ulaşamayacağı kişilere dilini de uzatmamak...

‘Psikolog’luk taslayacaklarına bunu öğrenmeye çalışsınlar.

Belki o zaman bin yılda bir çıkarabildiğimiz uluslararası sanatçılara hakaret etmek yerine onlarla gurur duymayı da öğrenirler.

http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=319058

Yakup
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Arabesk yavşaklığından utanıyorum Empty Geri: Arabesk yavşaklığından utanıyorum

Mesaj tarafından Galileo 02.08.10 18:41

Ülkemizde müzik branşı olarak neye arabesk dendiği konusunda genel bir konsensus bulunmamakta.

Müzik evrensel bir olgu olduğundan ne Arab'ın ne Batının ne Mozart'ın ne de Aşık Veysel'in tapusunda olmadığından dileyen dilediği müziği tercih edebilir ve dinleyecisi olabilir.

60'ların sonunda başlayan ve 70'lerde efsane olan Orhan Gencebay(Keza Arabesk ismine ve tanımına kesinlikle karşıdır)'ın taklitçileri ve sözde takipçileri 80'lerin ortasında cıvık bir tarz yarattılar.Bu nedenle Orhan Gencebay'ı bu eleştirilerde muaf tutacağım.Çünkü Hint sitarından İspanyol gitarına kadar birçok enstrümanı müziğinde harika kullanmış birisidir.Ve müzikkalitesi yüksektir.

Gelelim bahsi geçen tarzın neden çok tuttuğuna.Genelde sosyal konular ve bu coğrafyanın insanına en çok uyan çalgı ve enstrümanlar bu müzik tarzında işlenmiştir.İnsanlara zorla batı tarzı ve batı dayatmasını yapan statükonun ürünüdür bu sosyal patlama.Çünkü insanlar müzikle duygularını açığa çıkarmıştır.Ve tepkilerini müzikle dile getirmiştir.

Günümüzde ise müzik kalitesi ve üretimi çok düşük seviyelerdedir.Ve birçok sanatçı 70'lerin şarkılarını tekrardan repertuarına alarak bu açığı kapama girişimindedir.

Galileo
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Arabesk yavşaklığından utanıyorum Empty Geri: Arabesk yavşaklığından utanıyorum

Mesaj tarafından zensen 02.08.10 18:42

Sevgili Yakup

Ben de arabesk müzikten hoşlanmıyorum.Fakat arabesk müzik dinleyicilerini de eleştirmiyorum.

Pek tabii insan böyle gelişkin bir dünyada beklentilerini,hayata dair düşlerini,umutlarını anlatabilmede çok daha gelişkin müzik formlarını kullanabilmeli. Fakat bunu başarabilmek için toplumun bütün kesimlerinden olan insanların kendi felsefelerini yapabilecek bir duruma gelmiş olmaları gerekmekte.Ne yazıkki hayatı dolaysız yaşayan çoğu insanımız için bu felsefeyi yapmak çok zor.

İşin en tuhafı da toplumun bu sorunlarını göz önüne almadan arabeski ve dinleyicilerini bir kalemde karalayanların yaptıkları felsefe. Bu yüzden Fazıl Say'ın bu konudaki açıklamalarını son derece talihsiz bulduğumu söyleyeyim.

Bizler-çok az bir kesim hariç-Mahler müziği eşliğinde yemek yiyen insanlar değiliz,öyle değil mi?

Hülya avşar,sibel can ve türevi pek çok ismin ne dediğiyle zaten ilgili değilim.Ama sanatçı kategorisinde gördüğüm Fazıl Say'ın daha gerçekçi olmasını isterdim.

Şevval Sam ile bu konuda yapılmış bir röporajdan alıntı:

Fazıl Say, twitter’da “Ben sağır olduğum gün arabeskin keyfini çıkaracağım” demiş. Bu yaklaşımlar bana çok önyargılı ve elitist geliyor. Bu, benim hayata karşı duruşuma ters. İnsanların dışladıkları sosyolojik farklılıklarının, o insanların suçu olduğunu düşünmüyorum. Benim de rahatsız olduğum şeyler oluyor ama bu devlet politikasının getirisi ve sonucu. Bu anlamda insanları suçlamaktansa, o insanları o şartlara zorlayan devleti suçlamayı tercih ediyorum. Onları yadsıyıp dışladığın zaman eğitimine, dönüşümüne, gelişimine dair her şeyin önünü kapatırsın. Halbuki Fazıl Say bu müziğin iyi örneklerini ortaya çıkarabilecek kulağa sahip, bunlar üzerine çalışıp kendi müzikal sürecini de geliştirebilirdi. Demokratik açılımda Kürtlerin yanında yer alıp sonra varoşları dışlamak, bana çifte standart gibi geliyor. Sanatçının değiştirici, dönüştürücü bir misyonu ister istemez oluyor. Ha misyonu yüklenirsin yüklenmezsin o başka. Kaldı ki, Türkiye’deki eleştirilen arabesk kültürünün yaygınlaşmasında 26 ile 1976 arasında Türk müziğinin sansürlenmesi, 30’larda 20 ay boyunca tamamen yasaklanmasının payı var. Yasakçı ve sansürcü zihniyet günü belki kurtarabildi ama uzun vadede açığa çıkmak isteyen bir enerji, kendine bir yol buldu. Arabesk haline dönüşmesi de Türk müziğinin yasaklandığı dönemlerde halkın bir şekilde Mısır ve Arap radyolarına yönelmesiyle ve oralardan esinlenmesiyle olmuş. Bu yasaklar, Saadettin Kaynak ve Hafız Burhan’ın Arap müziğinden esinlenmesini durduramamış.

zensen
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Arabesk yavşaklığından utanıyorum Empty Geri: Arabesk yavşaklığından utanıyorum

Mesaj tarafından FeelGood 02.08.10 18:44

Son yıllarda gelişen "arabeske güzelleme" eğilimi beni de çıldırtıyor aslında. Bu müzik bugüne kadar herkesin aşağıladığı, beğenmediği, her bakımdan kaliteden uzakta olduğunu söylediği, müzikten bile saymadığı bir türken, ne oldu da birdenbire entel danteller ve de popülistler, sosyete, elitist vs. kim varsa arabeski övmeye başladı? Nerden geldi bu aşk böyle?

Her şeyimizle geriye gidiyoruz. Ülkede öyle pis bir zihniyet hakim oldu ki, kötü olduğu aşikar olana bile dokunamaz hale geldik.
Bununla kalsa iyi.. Bir de onları övmek, basbayağı iyi bir şeymiş gibi görünmeye başlandı, herkes bir anda "barışçı entel dantel" kesildi başımıza.

Şevval Sam ve onun gibiler suçludur. Kalitesizliği, pespayeliği övmek ve allayıp pullayıp diğerlerini de kabule zorlamak suçtur.
Bunları yapanların sanatçı, aydın vs. geçinmesi, onları iki katı suçlu yapar. Sorunlara işaret etmek ve onları anlayıp analiz etmek farklı, onları türlü yollarla beslemek farklı şeylerdir.

Fazıl Say tam olarak doğru tavrı göstermiş, şirin gözükmek adına eğip bükmemiştir. Hakaret etmeseymiş daha iyimiş ama, Şevval Sam ve türevlerinin bu iki yüzlülüğü karşısında da artık kendini tutamamış.

Şevval Sam ötekileştirmekten, dışlamaktan, sınıf farklılıkların yarattığı sorunlardan vs sözederken, ötekileştirmenin dik âlasını yapmış, farkında değil. Gel de bu insanları ciddiye al, saygı duy..

Anneniz çok farklı bir kulvarda, bu albümü dinlediğinde ne dedi?
-‘Annem’ şarkısında ağlamış mesela! Ben meslek lisesinde okuduğum dönemlerde varoş mahallelerden çok arkadaşım olduğu için arabeski biliyordum. Annem de benim sayemde bir aşinalık geliştirdi, şimdi ortaya çıkan işi müzikalite olarak beğendi. Önyargısız dinledi ve çok beğendi.

FeelGood
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Arabesk yavşaklığından utanıyorum Empty Geri: Arabesk yavşaklığından utanıyorum

Mesaj tarafından MrGuitar 02.08.10 18:55

Ben 10 yaşımdan bu yana müzik olaylarının içindeyim ve piyasadaki gelişmeleri, yakından izlerim. Piyasa, devlet eliyle faaliyet yürüten konservatuarlar, devlet koroları vs'den farklı olarak sadece kar güdüsü ile hareket eder.

Bir sanatçı, ne kadar çok izleyiciye hitap edebiliyorsa o kadar çok piyasada tutunma şansı vardır. Bu nedenle ki bugün Halk Müziği sanatçısı olarak bildiğimiz bazı ünlü isimler bile geçmişlerinde Arabesk denilen çamurun içine girip buradan nemalanmayı denemişlerdir. Örneğin; ustalığını asla tartışamayacağım Arif Sağ bile ilk dönemlerinde arabesk albümler çıkarmıştır. Ancak, kensinin çağdaşı olan Orhan Gencebay, Arif Sağ'ı piyasadan silip süpürmüştür. Yine Arif Sağ, birçok arabesk eser bestelemiş ve bunları dudak uçuklatan fiyatlardan İbrahim Tatlıses'e satmıştır. Gurbet Treni, Ben Ne Biçim Serseriyim, Bana Sarhoş Diyorlar bunlarndan sadece birkaçıdır. Maddi zorunlulukların kültürü ve onurlu duruşu bozduğunun kanıtıdır bu örnekler.

Orhan Gencebay'la birlikte başlayan arabesk furyası, giderek artan bir taleple ve olağanüstü bir yozlaşmayla tırmanışa geçmiş, Doğu kökenli bir takım sanatçı bozuntularının da müzik piyasasına atılmasıyla ortaya devasa bir arabesk sektörü çıkmıştır. Önceleri, senfonik Batı müziği, Hint Müziği, Arap Müziği ve Türk Müziğinin özgün bir karışımı olarak görünen bu müzik türü sonraki yıllarda yerini nedereyse tümüyle Arap müziğine bırakmış, özellikle Müslüm Gürses ve türevlerinde Arap namelerinin kesin etkisi hissedilmeye başlanmıştır. Maganda kültürünün (kültürsüzlüğünün) doruk yaptığı bu yıllarda magandanın öz ifadesi olan arabesk müzik artık en çok kazandıranlar listesinin başında yer alan bir rant kapısı haline gelmiştir.

Bundan sonraki dönemde ise arabesk müzik, pop, sanat müziği ve halk müziğinin alanına da tecavüz etmiş ve bu müzik türlerini de tanınmaz derecede bozmuştur. O zamana kadar arabeske taviz vermek istemeyen büyük sanatçılar bile, bestelerine bir iki Endülüs makamından ezgi katarak albümlerinin daha fazla satmasını sağlama çabasına girmişlerdir. Bu gerçeği İlhan Şeşen bizzat kendi ağzından itiraf etmiş ve Neler Oluyor Bize adlı bestesinin en çok tutulan eserlerinden olmasını, bu parçayı arabeskvari namelerle süslemiş olmasına bağlamıştır. Kayahan, Nilüfer gibi isimler bile arabesk rüzgarıyla savrulmaktan kendilerini kurtaramamıştır. Tüm bunların ötesinde, Fantazi müzik denilen ve popla arabeskin bir tür karışımı olan bozuk bir müzik türü daha doğmuş ve piyasadaki şarlatanlara epeyce yüklü karlar getirmiştir. Başta da belirttiğimiz gibi, piyasa sadece paranın olduğu yere gider. Piyasanın kalite ve otansite gibi kaygıları yoktur.

Arabesk, toplumun eğitim ve kültür seviyesi artmadıkça cahil halkın baskın müzik türü olmaya ve tıpkı din gibi acizliği, yenilgiyi ve karaktersizliği beslemeye devam edecektir.

MrGuitar
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Arabesk yavşaklığından utanıyorum Empty Geri: Arabesk yavşaklığından utanıyorum

Mesaj tarafından zensen 02.08.10 18:59

Ben şevval sam'ın hiçkimseyi zorla "arebesk kabulüne"çağırdığını düşünmüyorum feelgood.

Arabesk sadece bir müzik türü de değil.Arabesk bir tür hayatı anlamlandırma motifidir,pek çok katedralin süslemeleri bile arabesktir.Giyim kuşamda,şiir ve anlatılarda da arabesk vardır.

Çok açık bir biçimde görülüyor ki toplumun değişik kesimlerinin dinlemeyi tercih ettikleri müzikler arasındaki fark bugün için söz konusu demokratik paylaşımın kendi içinde görülüyor.

Fazıl Say bilgisizliğinin kurbanı olmuş bence..kendisine Ünsal Oskay'ın müzik ve yabancılaşma kitabını okumasını öneririm ivedilikle..

Kitaptan bir de alıntı yapalım:

"Hayatı anlamlandırmada çok daha iyi müziksel söylem biçimleri vardır."Arabeskin aldanımcılığını"Batı müziği eserlerinin bazılarında da görüyoruz.Ama bu müzikten hoşlanacak kültür düzeyine gelebilmiş insanların,bu tür müzikten etkilenmelerinin arabesk salgınındaki kadar tehlikeli boyutlarına varmayacağını sanıyorum...
Arabeskten kurtulmak gerekir diyorum,bu nedenle..Ama arabesk müzik dinleyenleri küçümseyerek falan değil.Hepimizin gerçekten daha bolluklu,daha umut verici,daha insanca bir yaşamın kurulması için,kendi hayatımıza ve geleceğimize ilişkin konularda blginlenebilmemizin,bu sorunlarla ilgilenebilmemizin,bu konularda söz sahibi olma olanaklarımızın artırılması için gerekli yolların aranmasıyla,bulunmasıyla,açılmasıyla"

Entelektüalite bu bakışı gerektirmiyor mu?

Sosyoloji bilmeden,bilgi birikimi olmadan "arabesk dinlemek yavşaklıktır"diye ucuz eleştirilerle ancak saçmalar insan.

zensen
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Arabesk yavşaklığından utanıyorum Empty Geri: Arabesk yavşaklığından utanıyorum

Mesaj tarafından Yakup 02.08.10 19:01

Sevgili Yakup

Ben de arabesk müzikten hoşlanmıyorum.Fakat arabesk müzik dinleyicilerini de eleştirmiyorum.

Pek tabii insan böyle gelişkin bir dünyada beklentilerini,hayata dair düşlerini,umutlarını anlatabilmede çok daha gelişkin müzik formlarını kullanabilmeli. Fakat bunu başarabilmek için toplumun bütün kesimlerinden olan insanların kendi felsefelerini yapabilecek bir duruma gelmiş olmaları gerekmekte.Ne yazıkki hayatı dolaysız yaşayan çoğu insanımız için bu felsefeyi yapmak çok zor.

İşin en tuhafı da toplumun bu sorunlarını göz önüne almadan arabeski ve dinleyicilerini bir kalemde karalayanların yaptıkları felsefe. Bu yüzden Fazıl Say'ın bu konudaki açıklamalarını son derece talihsiz bulduğumu söyleyeyim.

Bizler-çok az bir kesim hariç-Mahler müziği eşliğinde yemek yiyen insanlar değiliz,öyle değil mi?

Hülya avşar,sibel can ve türevi pek çok ismin ne dediğiyle zaten ilgili değilim.Ama sanatçı kategorisinde gördüğüm Fazıl Say'ın daha gerçekçi olmasını isterdim.

Şevval Sam ile bu konuda yapılmış bir röporajdan alıntı:

Fazıl Say, twitter’da “Ben sağır olduğum gün arabeskin keyfini çıkaracağım” demiş. Bu yaklaşımlar bana çok önyargılı ve elitist geliyor. Bu, benim hayata karşı duruşuma ters. İnsanların dışladıkları sosyolojik farklılıklarının, o insanların suçu olduğunu düşünmüyorum. Benim de rahatsız olduğum şeyler oluyor ama bu devlet politikasının getirisi ve sonucu. Bu anlamda insanları suçlamaktansa, o insanları o şartlara zorlayan devleti suçlamayı tercih ediyorum. Onları yadsıyıp dışladığın zaman eğitimine, dönüşümüne, gelişimine dair her şeyin önünü kapatırsın. Halbuki Fazıl Say bu müziğin iyi örneklerini ortaya çıkarabilecek kulağa sahip, bunlar üzerine çalışıp kendi müzikal sürecini de geliştirebilirdi. Demokratik açılımda Kürtlerin yanında yer alıp sonra varoşları dışlamak, bana çifte standart gibi geliyor. Sanatçının değiştirici, dönüştürücü bir misyonu ister istemez oluyor. Ha misyonu yüklenirsin yüklenmezsin o başka. Kaldı ki, Türkiye’deki eleştirilen arabesk kültürünün yaygınlaşmasında 26 ile 1976 arasında Türk müziğinin sansürlenmesi, 30’larda 20 ay boyunca tamamen yasaklanmasının payı var. Yasakçı ve sansürcü zihniyet günü belki kurtarabildi ama uzun vadede açığa çıkmak isteyen bir enerji, kendine bir yol buldu. Arabesk haline dönüşmesi de Türk müziğinin yasaklandığı dönemlerde halkın bir şekilde Mısır ve Arap radyolarına yönelmesiyle ve oralardan esinlenmesiyle olmuş. Bu yasaklar, Saadettin Kaynak ve Hafız Burhan’ın Arap müziğinden esinlenmesini durduramamış.

Aşağıdaki sözlerimin hiçbirisi direk size değildir, lütfen kendi üzerinize alınmayın fakat nabza göre şerbet vermekten ne zaman vazgeçeceğiz sayın Zensen?

Şu, halk dalkavukluğu huyundan ne zaman vazgeçeceğiz?

Ne diye okullar vardır, ne diye insanlar eğitilir?

Amerika'yı Amerika yapan kimlerdir; geniş halk yığınları mı, yoksa sayıları sadece birkaç milyondan ibaret olup en tepe noktaya getirilmiş bir avuç akademisyen mi?

Sen tut notanın n'sinden habersiz bir yığın müzik cahilini sırf menfaat gereği popülizmden de güç alarak yıllarca piyasaya sür, onlar da istediği gibi at oynatsın, ama beri tarafta müziğin hakiki uzmanları bir köşede sürünsün dursun. Sadece sürünmekle yetinmesinler, kokuşmuşluğa doğru doludizgin yol alan bu gidişata hiç mi hiç isyan da etmesinler. Kesssinler seslerini, otursunlar yerlerine; bu mudur istenen?

Mesela çıksın, iki lafı biraraya getirmekten aciz arabeskçi güruhun pirlerinden lumpen İbrahim Tatlıses, Muazzez Abacı'yı televizyonlarda milletin gözü önünde küstahça ''n’olmuş yani, n’olmuş nota bilmiyorsam'' diye bağıra çağıra azarlasın; çıkarından başka bir şey düşünmeyip o doğrultuda halkın nabzına göre şerbet vermekten çekinmeyen özel televizyon kanalları da bu ve daha nice benzeri rezaleti evire çevire millete defalarca izletsin ve daha sonra da söyleminde oldukça haklı olan Muazzez Abacı'yı resmen haksız duruma düşürürcesine epey bir çaba gösterip linç ettirsin. Sahneye ilk çıktığında düğmelerini ilikleyerek çıkan İbrahim Tatlıses adlı bu lumpen, bitinin olancasıyla kanlanmasına güvenerek şimdilerde seyircileri ''otur kız yerine, zilli'' diye azarlıyor.

İnsan sormadan edemiyor; Fazıl Say'ın bir sözüne takıp adeta bir bardak suda fırtınalar koparıp feryad-ı figan edenler, bu İbrahim Tatlıses ve benzerlerinin her Allahın günü televizyonlarda devirdikleri yüzlerce çamı niçin eleştirmiyorlar, hatta eleştirmedikleri gibi buna çanak da tutuyorlar, halka da keyifle izletiyorlar, niçin?

Bu arabeskçi güruhun geçmişte çevirdikleri ucuz, kalitesiz yüzlerce salon filmlerini de biliriz.

Filmlerin özeti de üç aşağı beş yukarı şöyledir; yalanım varsa siz düzeltin:

- Ben garip ben yetim ben öksüz ağabey, ben vallah billah öldüm bittim hıçkırık hıçkırık, ( araya tabii acıklı hicranlı arabesk bir parça koymak şart) ağabey babam kumarbazdı kendini astı , anam orospu oldu, bacım kötü yola düştü, ( hazır olun, müzik geliyor) boynu bükükleeeeeeerr gariiiiiieeeaaap yettimleeeerr...

Seyirci de tabii hüngür hüngür ağlar, kasetçilere koşardı:

- Emraan ‘’Ben doğarken altımı pisletmişim’’ adlı yeni bir film gaseti daha çıkmış, sende var mı ağabey? Ayrıyetten güççük Ceylan’ın ‘’beni bende bitirdiler’’ gasedi gapış gapış gidiyomuş, sende kesin vardır, vir hele vir.

‘’Allah aşkına nedir şu’’ diye sormayacağım; ayrıca bırakalım lütfen şu sosyolojik, psikolojik, alafortanfonik açıklamaları da ortada yiril yiril kokan bir kalitesizlik var mıdır yok mudur, önce o konuda bir anlaşalım.

TRT'nin kararlı tavrı ve çabaları olmasaydı belki bugün halk müziği diye birşey de olmayacak, arabesk adlı bu ucube müziğe elimiz direk mahkum kalacaktı. Çok iyi hatırlıyorum; birgün televizyonlarda, ömrünü halk müziğine adamış Emel Taşçıoğlu arabesk müziğe atıfta bulunarak isyanını dile getiriyor ''noluyoruz, nereye gidiyoruz'' diye soruyordu.

Sadece diğer konularda değil, müzik konusunda da kalitesizliğe, kalitesiz insanlara ödün verile verile ne hale geldiğimizi görmek için daha ne olması gerekiyor?

Ya da ben oturayım burada saatlerce size Türkiye'nin mahkum edildiği diğer bir yığın kokuşmuşluğu da mı anlatayım? Bildiğinize adım gibi eminim.

Çıkıp da doğruları kimse anlatmasın mı; bu mudur istenen?

Ama onlar çenelerini olancasıyla açsın, sosyolojiden girip psikolojiden çıksın, fakat başkaları sussun.

Onlar her türlü manüpülasyona, her türlü çarpıtmaya başvurarak suçu atacağı yeri gayet iyi tespit etsin, etkisi altında kaldığı diğer ardniyetli düşünsel zırvaları da ustaca buraya bağlayıversin, farkında olmadan arkasını güçlendirdikleri kokmuşlar da insanın burnunun direğini kıran yoğurtlarını ballandıra ballandıra satmaya pervasızca devam etsin, kısacası istisnasız hepsi pis ellerini yıkayıp bir köşeye çekiliversinler, ama senin ne savunma ne de gerçeği dile getirme hakkın olsun. Adalet mi bu?

İnsan şunca rezalet karşısında sabır taşı olsa çatlar.

Yakup
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Arabesk yavşaklığından utanıyorum Empty Geri: Arabesk yavşaklığından utanıyorum

Mesaj tarafından FeelGood 02.08.10 19:03

Sevgili Zensen,

Şevval Sam arabesk kültür ve arabesk müzikle ilgili yapılmış ve hemen hepsi de doğru ve bilimsel olan o açıklamaları kötüye kullanıyor. Çünkü bir arabesk kaset yaptı ve pazarlamak için bu tür entelektüel açıklamalardan yararlanarak kendince akılcı bir yol seçti. Söyleşisinde Ünsal Hoca'nın açıklamalarına da değinmiş ve resmen arabeske güzelleme çekmek adına kullanmış.
Bu açıkça kötülük.. Suç..

Bunu son birkaç yıldır ama özellikle son aylarda her yerde görüyorum. Herkes birden arabesk müziği bir şekilde övmeye başladı. Bunu yaparken de entelektüel bir lisan kullanınca, arabesk müzik sanki bugüne dek hep haksızlığa uğramış, onu dinleyenler sindirilmiş, özgürlükleri ellerinden alınmış gibi bir tablo ortaya çıktı.

Yok işte böyle bir şey. Tam da tersi. Her yanımız yoz arabesk.. Ünsal Oskay ya da diğer sosyologlar, toplum bilimciler, psikologlar vb. hiç kimse arabeski savunmadı, övmedi ya da taltif etmedi. Şevval Sam gibiler onların açıklamalarını kötüye kullanarak kendilerine yepyeni bir imaj ve bolca da para akışı sağladı, sağlıyor.

Şevval Sam ve benzerleri bir gerçeğe işaret eder gibi görünerek aslında onu savunuyorlar. Üstelik son derece büyük bir iki yüzlülükle. Kadın resmen arabesk okumayı kendine yakıştıramamış, onu küçük gördüğü her halinden belli: Röportajın ilgisiz bir yerinde arabesk kültürle büyümediğini, aslında bir elit olduğunu ve kaliteli bir yerden geldiğini söyleme ihtiyacı duymuş.

FeelGood
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Arabesk yavşaklığından utanıyorum Empty Geri: Arabesk yavşaklığından utanıyorum

Mesaj tarafından zensen 02.08.10 19:03

Sevgili Yakup

Halk dalkavukluğundan inanki ben de hiç hoşlanmam.Aslında konu Fazıl Say'da değil.

Ben de kendi yaşam biçimimi kendi beğenilerim üzerine inşaa etmiş arabeskten her anlamda uzak biriyim.Buna inandığım kader inancı bile dahil.

Fakat arabesk kültürel bir olgudur ve arabeske eleştirel yaklaşmak sosyolojiyi dışlayarak nasıl mümkün olabilir?Sosyoloji bilmeden arabesk kültür oluşumunu nasıl anlayabiliriz?Yavşak,kro,lümpen,ucuz söylemleriyle sadece sonuçlar üzerinde debelenir dururuz.

Bu tip önemli kültürel semptomlar üzerinde düşünen,bunları görmezden gelmek ya da bu hastalıktan malul kimseleri lümpenlikle,marjinallikle,taşralılıkla,kentlileşememiş kentli olmakla suçlayıp,işin içinden sıyrılmak yerine,olguları şu ya da bu yanından açıklamaya çalışanları suçlamak ne kadar bilimsel?

Fazıl Say'ın tam olarak yaptığı da budur.

Sanatçı olarak tanımlanan bir adamın tavrı,duruşu bu olmamalı..ama az gelişmiş ülkenin sanatçısı da az gelişmiş oluyor demekki.

zensen
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Arabesk yavşaklığından utanıyorum Empty Geri: Arabesk yavşaklığından utanıyorum

Mesaj tarafından zensen 02.08.10 19:04

Sevgili feelgood

Şevval Sam'ın "Has arabesk"isimli yeni bir albüm çıkarttığını okuduğumda önce ben de senin gibi düşünmüştüm. Fakat bu kadın daha önce de karadeniz yöresi müzikleriyle bir albüm yapmıştı.Hatta karadenizin çeşitli bölgelerinde bulunup karadeniz lehçelerini öğrenerek ciddi bir emek sarfetmiş.

Açıkcası ben Şevval Sam'ın Türk kültürel mozayiğine ciddi bir ilgisi olduğunu düşünüyorum.Belki hatırlarsınız bir başka sanatçımız!Nil Karaibrahimgil neşet ertaş için "kendisini tanımıyorum" söylemlerinde bulunduğunda ilk tepki Leman Sam ve Şevval'den gelmişti.

Demek istediğim ben bu kadının bilinç endüstrisinin manipüle ettiği tecimsel bir başarı hedeflediğini düşünmüyorum. Çünkü artık bugün kaset satışlarıyla para kazanmak pek mümkün değil.İbrahim Tatlıses bile korsana savaş açmışken Şevval sam "Has arabesk"albümüyle ne kadar kazanabilir?

Hiç kuşkum yok Şevval Sam beş yıldızlı bir otelde batı müziği okusa çok daha fazla kazanır. Smile
Az çok medya ve camiyayı bilen bir insan olarak benzer teklifler aldığına da eminim.

zensen
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz