KUR'AN

Kur’an ayetleri o dönemin tüm ilişkilerini düzenlememiştir.Arap toplumunun ilişkilerinin çok az sayıda kısmı Kur’an’la düzenlenmiştir.Kur’an toplumun çok sayıda iklişkilerine karışmamıştır.Çok sayıda ilişkilerde örfi hukuk kuralları uygulanmıştır. Kur’an bazı ilişkilerde daha önce uygulanan örfi hukuk kurallarını değiştirmiş ve bunları yazılı hale getirmiştir.Değiştirilmeyenler ise toplumda aynen uygulanmaya devam edilmiştir.Örfi hukuk toplumun değişmesine parael olarak ve ihtiyaca göre değişime açıktır ve açık olmuştur. Siyasi otoriteler,Kur’an’ı,toplumun değişen ihtiyaçlarına göre değişebilen,yeni kuralların oluşmasına kaynaklık eden bir metin olarak kullanamamışlardır.Sırf kendi süreli iktidarlarını daha rahat devam ettirebilmek uğruna,ayetleri dondurarak,statükoyu muhafaza etmek için kullanmışlardır. Böylece Kur’an’ın ilerici,devrimci yanı yok edilmiştir.Kur’an gericiliğin, tutuculuğun, statükoculuğun elinde araç olmuştur. Siyasi otorite ne ister?Statükoyu muhafaza ve tebayı rahat yönetmek.Kur’an bu iş için kullanılmıştır. Kur’an’ın derlenme hareketi,siyasi otoritenin statükoyu korumak için,Kur’an’ı kullanma ve Kur’an’ı dondurma hareketidir. Ashap(aydın insanlar),bu harekete direnerek karşı çıkmıştır.Ama zaman içinde dirençleri kırılmış ve yenilmişlerdir.Ashap dışındaki müslümanların ise sayıları çok fakat cahil oldukları için ashap değil siyasi otorite yanında yer almışlardır. Kur’an’ın derleme sonucu oluşturulduğu anlam bütünlüğünden yoksun oluşu ile de bellidir.Bir konu değişik surelere serpiştirilmiştir. Tekrarlar vardır.Birbiri ile çelişkili ifadeler vardır.Sonra gelenler bu çelişkileri ayetlerin birbirini nesh ettiği(hükmünü ortadan kaldırması) şeklinde açıklamışlardır.Doğru değildir. Çelişkili ayetler,aynı konuyu farklı insanların okuyup Kur’an olarak bilmelerinden ve derleme komisyonuna “Kur’andır!” diye bildirmelerinden kaynaklanmıştır. Muhammed yaşarken, Kur’an’ın bu şekilde farklı okunması ve anlaşılmasına taraf olmuştur.Çünkü Muhammed insanların her birinin diğerinden farklı düşünsel yapıda olduğunu biliyordu.Ana konu olan “Allah’ın birliği ve O’na ortak koşma” konusu dışında diğer konularda insanların farklı yorumlarda bulunacağını biliyordu.Bu nedenle insanların farklı düşünsel yapılarına göre Kur’an’ı farklı algılamalarına ses çıkarmamıştır.Ana kurallara ters olmamak kaydıyla insanları serbest bırakmıştır.Bu nedenle sonradan Kur’an derlenirken aynı konu farklı insanlar tarafından farklı yorumlanarak derlenen Kur’an’a farklı aktarılmıştır. Nitekim daha sonra Muhammedin ölmesini müteakip,delenen Kur’an’a itirazlar olmuştur. Herkes kendi Kur’an’ının doğru olduğunu savunmuştur. Bu konuda mücadeleler başlamıştır.Ancak siyasi otorite bastırmış,birliği sağlamak adına, mevcut tüm Kur’an’ları ve ayetleri yaktırmıştır.En son Hafsa’nın yanında bulunan Kur’an’a, Hafsa’nın saygınlığından dolayı sağlığında dokunamamış,ancak ölümünü müteakip hemen bu Kur’an’ı da yaktırmıştır. Kur’an daha sonra bir kaç kez daha değişikliğe uğratılmıştır.Daha sonra ise değişikliğe uğratılmış olan orjinal Kur’an’da kaybolmuştur.Şu anda değişmiş olan Orjinal Kur’an’ın dahi nerede olduğu belli değildir. Orjinal Kur’an dahi yoktur.

MUHAMMED NEDEN KUR’AN’I YAZDIRMADI?

Muhammed insanlara okuduğu Kur’an’ı yazdırıp orjinallerini bir yerde muhafaza etmekten veya Kur’an’ın korunmasını sağlamaktan aciz değildi.Bunu düşünemiyecek kadar yetersiz de değildi.Tam tersi Muhammed kendi döneminin en zeki insanlarından biriydi.Zaten bu niteliği nedeniyle seçildi ve Peygamber oldu. Muhammed kendisinin sadece yaşadığı dönemdeki Arap toplumunu yönetmek,yönlendirmek için geldiğinin bilincindeydi.Kendisinden sonra gelenlerin arasından da başka yöneticilerin çıkacağını biliyordu. Nitekim kendisinden önceki toplum içinden başka yöneticilerin çıktığı gibi. Zaten Bu kural Kur’an ayetlerinde de mevcuttu.Allah ayetinde “Biz uyarıcı göndermediğimiz toplumu yapıp ettiklerinden sorumlu tutmayız.Bütün toplumlara da uyarıcılar gönderirirz.!”diyor.(7/6) vd ayetler. Bu nedenle Muhammed kendisinden sonra gelecek olan yöneticinin işine karışmamak için Kur’an’ın yazılı olarak kuşaktan kuşağa geçmesini istememiştir.Her toplum kendi kurallarını(Kur’an’ını) ve kendi yöneticisini ve yönetim biçimini kendi belirleyecektir.Bu nedenle Muhammed kendi döneminde dahi ana kurallara aykırı olmamak kaydıyla farklı algılanan ve okunan Kur’an’ın yazılıp saklanmasını istememiştir.Gerçekten de eski düzeni yıkıp yerine yeni bir ideolojik temele dayalı düzen kuran, yaratan adam olan Muhammedin Kur’an’ı yazdırmayı akıl edememesi düşünülemez.Muhammede saygısızlık olur.Muhammed üstün zekasıyla toplumlardaki değişimi kavradı.Her toplumun kendi liderini(Peygamber) yaratacağını kavradı.Bu nedenle kendisinin de geçmiş peygamberler gibi tarih olacağını gördü.Bu nedenle geleceğe müdahale etmek istemedi.Gelecek hakkında karar vermeği gelecekte yaşayacaklara bıraktı.Kendisi bu nedenle Kur’an’ı yazdırmadı. Ancak sonra gelenlerin ilk işi Kur’an derlenmesi olduğu gibi Muhammedin felsefesine ters olan bir olayı da gerçekleştirdiler.Muhammede yakıştırma ve iftiralar atarak hadis yazdılar, yazdırdılar. Bu iş de mecburiyetten yapıldı.Çünkü Muhammed dönemi sonrası siyasi otoritenin ideolojik temele ihtiyacı vardı.Bu ideolojik temel yaratılmasaydı,İranın, Yahudilerin veya başka bir ideolojinin etkisine maruz kalacaklar ve ideolojisiz olduğukları için giderek meşruiyetini yitireceklerdi.Bu nedenle tarih sahnesinde var olabilmek için yazılı Kur’an ve hadis temeline dayalı bir ideoloji oluşturuldu. Şu anda el altında bulunan ve okunan Kur’an ise derlenen orijinal Kur’an’da değildir.Kaynağı ,orjini meçhuldür.